Kula’nın Dünü Bugünü
Kula’nın Dünü Bugünü
Kula’nın Dünü
Kula, tarihi çok eskilere dayanan bir yerleşim birimidir.
Türklerden önce burada Bulgarlar yaşamışlardır.
Bu dönemde Değirmendere havzası bir çok su değirmenine ev sahipliği yapmıştır.
Köyün doğusunda bulunan Dolapdere ise, dolapları ile meşhur olmuştur.
Köy Bulgarların göçünden önce 110 hanelik bir nüfusa sahipti.
Bulgarlar buradan göçerken, arkalarında birçok yapıyı bırakmışlardı.
Bugün bunlardan geriye sadece bir konut kalmıştır.
Bu yapı dönemin mimarisine iyi bir örnektir.
Bulgarlar Kula’yı 1900 yıllarının başında terk etmişlerdir.
1910’dan başlayarak buraya Rumeli’den göçen muhacirler yerleştirilmiştir.
Buraya iskan edilen nüfusun tamamı Pomaklardan oluşmaktaydı.
Bu kişiler, Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelmiş ailelerdi.
Kimlerin nereden gelmiş olduğu ile detaylı bilgi daha sonra burada verilecektir.
Bugünkü Kula
Bugünün şirin Kulası, bir asrı aşkın bir süredir buradaki varlığını sürdürmektedir.
Kula adı Bulgarlar döneminde de kullanılan bir isimdi; Türkler de bu adı kullanmaya devam etmişlerdir.
Bulgarlardan tevarüs etmiş bulunan su değirmenciliği ve dolapçılık, 50’li yıllara kadar yoğun olarak sürdürülmüştür.
Hayvancılık ve hane halkının ihtiyacını karşılayacak düzeyde tarım, 70’li yıllara kadar önemli ölçüde sürdürülmüştür.
Bu tarihten sonra ormancılık, önemli geçim kaynağı olarak devreye girmiştir.
Bu tarih aynı zamanda, Türkiye’de, şehirlere başlayan büyük göçlerin başlangıç tarihidir de.
Kula da bu nüfus hareketinden nasibini almış ve hızlı bir şekilde nüfus kaybına uğramıştır.
Azalan nüfus, hayvancılığın ve tarımın önemli ölçüde gerilemesine neden olmuştur.
Ormancılık ise dinamizmini sürdürmeye devam etmiştir.
Ormancılık faaliyetleri uzun süredir, köylülerin oluşturmuş olduğu kooperatif aracılığı ile yürütülmektedir.
Az miktarda da olsa yapılmakta olan hayvancılık, arıcılık, emekli ve yaşlı maaşları köy halkının diğer geçim kaynaklarıdır.
Bugün geldiğimiz noktada, köy nüfusunda artış yaşanmaktadır.
20’li hanelere düşmüş konut sayısı bugün 50’yi aşmıştır.
Köyü daha önce terk etmiş kişilerin emeklilik sonrası köye yeniden dönüşleri ya da, köyü terk ettikten bir süre sonra yeniden gelip burada yaşamayı tercih edenler nüfusun artışına katkı sağlamıştır.
Yanı sıra, Kula’yı sonradan tanıyıp, buraya yerleşmeyi, burada konut sahibi olmayı tercih edenler de nüfus artışına önemli katkı sağlamışlardır.
Kula halen göç almaya devam etmektedir.
Kula, Kırklareli ile olan ulaşımını uzun yıllar Kofçaz üzerinden sürdürdü.
90’lı yılların başında ise, Dereköy üzerinden ulaşım imkanı oluştu.
Köyün il merkezi ile ulaşımı genel olarak bu yol üzerinden sürdürülmektedir.
Kofçaz yolu şose niteliklidir, Dereköy yolu ise, asfalt kaplıdır.
Kırklareli – Dereköy -Geçitağzı – Kula – Kocayazı – Kofçaz – Elmacık (veya tam tersi güzergahı izleyerek) üzerinden ring yaparak, harika bir seyahat gerçekleştirebilirsiniz.
Köyde GSM operatörleri üzerinden iletişim sağlanabilmektedir.
Türktelekom’un sabit hat hizmeti yanı sıra, köy içinde oluşturduğu GSM baz istasyonu son derece kaliteli iletişim imkanı sağlamaktadır.
Kula, Trakya’da en son elektrik ulaştırılmış köydür.
Köye elektrik 1986 yılında gelmiştir.
Kula şirin bir orman köyü oluşu, ulaşım kolaylığı, zengin doğal ortamı ile gün geçtikçe daha çok ziyaretçi çekmeyi sürdürmektedir.
Doğanın moral terapisine inanıyorsanız Kula, muhakkak denemeniz gereken yerlerden biridir.
Buraya tıkladığınızda, Kula’ya nasıl ulaşabileceğinizi görebilirsiniz.
Doğanın tüm güzelliği tek bir yerde toplanmış.Buraya ilk gelen ailelerin kimler olduğunu merak etmiyor değilim hani
Bu güzel ve yerinde bir merak 🙂
Bu konu ile ilgili bir proje çalışması içinde olduğumuzu müjdelemek isteriz.
İlginiz için teşekkür ederiz.